Bu proje, Akdeniz’in doğal zenginliklerini ve kültürel mirasını modern bir tasarım diliyle buluşturan bir anlayışla tasarlanmıştır. Yapı, bir tepenin zirvesinde, sağında ve solunda yükselen iki dağ tarafından çevrelenmiş, bu dağların arasından sonsuz deniz manzarasına açılan etkileyici bir yerleşim alanında konumlanmaktadır. Giriş anından itibaren tüm yaşam alanları bu manzarayla doğrudan bir ilişki kuracak gekilde planlanmıştır.
Doğu ve batı cephelerinde kullanılan tas duvarlar, sergi duvarı mantığında ele alınmış; doluluk ve boşluktan arındırılarak yapının sağlam ve sakin karakteri vurgulanmıştır. Doğu cephesinde, bölgenin ocak kültürüne bir gönderme olarak tas malzeme, modern bir şömine detayıyla birleştirilmiş ve kültürel bir dokunuş mekâna dahil edilmiştir.
Güney cephesi, deniz manzarasını ve doğal ışığı yasam alanlarına taşıyan geniş ağırlıklarıyla yapının en dinamik yüzeyidir. Akdeniz’e özgü beyaz dokular, ışığı yansıtarak mekânsal deneyimi zenginleştirirken, tagin zamansız dokusu projeye güçlü bir kimlik kazandırmıştır.
Bu proje, doğanın ve mimarinin uyumunu, yerel malzemelerin modern bir yorumla birleştiği bir tasarım diliyle sunmaktadır. Akdeniz coğrafyasının sunduğu iklimsel ve görsel avantajları güçlü bir şekilde yansıtan bu yapı, çevresiyle bütünleşen bir mimari anlayış temsil etmektedir.